İletişim Bilgileri
image
image

Bütüncül Beden Terapisi

image
image

Bütüncül Beden Terapisi

Bütüncül Beden Terapisi

Vücudumuz da her şey mükemmel bir denge içindedir. Eğer bir şeyler ters gitmeye başlarsa vücudumuz buna sessiz kalmaz, hemen bize uyarı vermeye, sinyaller (semptomlar) göstermeye başlar. Bizim tek yapmamız gereken hemen onları görmek ve izini sürmektir.

Ortodoks Tıpta bu işaretlerin (semptomların) değerlendirilmesi maalesef fazla branşlaşma nedeniyle, tek bir noktaya odaklanılıyor böyle olunca da hastalıkların gerçek nedenleri teşhis ve tedavi etmek oldukça zor oluyor.

Oysa ki son zamanlarda sıkça duymaya başladığımız holistik (bütüncül) tedavi aslında Hipokrat’a kadar uzanıyor. Ayrıca, 1803’de yayınlanan Tıp Etiği alanındaki ilk ders kitabı ‘Percival’de “Hastaların hisleri ve duyguları en az hastalığın belirtileri kadar bilinip ilgilenilmeyi gerektirir” denilerek hastanın zihin ruh ve beden bütünlüğü göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Holistik Tıp, Ortodoks Tıbbın kanıta dayalı yaklaşımını reddetmeden Doğu Tıbbının kişinin ruhsal ve duygusal yapısını da göz önünde bulundurarak bedendeki biyoenerji kanalları üzerinden verdiği bilgileri de sentezleyerek hastayı değerlendirip terapi seçenekleri sunar.

Holistik (bütünsel) tıp insanın beden, akıl ve ruhtan oluşan bir varlık olduğunu, tek tek organlara ve sistemlere indirgenemeyeceği savunur. Yani insan parçalara ayrılmadan tüm varlığıyla (fiziksel bedeni, duygu durumu, ruhsal sağlığı vs) ve yaşam şekli (mizacı), yaşadığı duygusal travmalar vs ile ele almalıdır. Hastalığın nasıl tedavi edileceğinden, şikayetin hangi ilaçla geçeceğinden çok bunlara neden olan süreçler ve kökenler tespit edilmelidir. Hatta hastalıklar ortaya çıkmadan önleyici terapiler ile preventive (koruyucu) hekimlik yapmaya odaklanılmalıdır.